Minimalist bir ev: Az aslında çoktur

Özlem K. Özlem K.
NaK-house, 門一級建築士事務所 門一級建築士事務所 Modern houses مضبوط کیا گیا کنکریٹ
Loading admin actions …

Modern mimari stillere sahip evler günümüzde son derece yaygınlaşmakla birlikte, geleneksel mimari detaylara da yer veren ve bu farklı akımları harmanlayarak bir arada kullanan yapıları daha sıklıkla görüyoruz. Türkiye'de ve Avrupa'da, özellikle de kırsal bölgelerde yer alan müstakil konutlarda çağdaş çizgiler geleneksel yapı malzemeleri ile birlikte kullanılıyor ve fazla cesur olarak adlandırabileceğimiz, sert ve keskin çizgilere ve mimari akımlara ait yapılardan kaçınılıyor. Bu nedenle bugünkü homify 360° sayfamızda göreceğimiz, keskin hatlara ve minimalizm gibi cesur bir mimari stile sahip olan konutları daha az görüyoruz. 

Japon mimarlık firması Jo Architecture tarafından tasarlanıp inşa edilen bu konut net ve kesin minimalist yapısıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Mies Van der Rohe'nin ünlü sözü Az çoktur (Less is more) düsturuyla tasarlanan yapı kelimenin tam anlamıyla meraklısna hitap ediyor. 

Yeri gelmişken minimalist akımdan kısaca bir kez daha söz edelim. Minimalizm 1960'lı yıllarda soyut dışavurumculuğun biçime ve duyguya verdiği aşırı öneme karşı bir tepki olarak, nesnenin nesne olma özelliğine dikkat çekmek ve ifade, tarihsel, sembolik anlamlarını minimuma indirmek amacıyla ortaya çıkmış. Sadeliği ve nesnelliği öne çıkaran bu sanat akımı dekorasyon dünyasını da elbette oldukça fazla etkilemiş. Akımı yaygınlaşması, tabiri caizse mainstream haline gelmesi hemen olmamış ancak aynı nedenden dolayı da modası asla geçmemiş, zira moda olma kavramına oldukça tezat bir yaklaşım. Minimalizm bir tasarımı en az sayıda renk, değer, biçim, çizgi ve dokuya indirgeme yaparak vurgulamak olarak tanımlanabilir. Çıkış noktasını gerçek mekan ve materyal anlayışının temsil ettiği minimal sanat, sembollere önem vermeyen ve sanatsızlığa doğru yönelen nötr bir zevki temsil etmektedir. Minimalizm’in mimarlık ve tasarımdaki karşılığı “en az malzeme ile en sade, en ekonomik ve en fonksiyonel sonuca gitmek” olarak tanımlanabilir. 2000′li yıllarda mekanlara giren minimalizm ile az eşya, sadelik ve düz renkler dikkat çekmeye başlamıştır. Fazla mobilya ve dekoratif objelerden arındırılmış mekanlar, daha geniş ve rahat yaşam alanları sunmaktadır. 

Yalnızca bir tasarım prensibi değil, bir yaşam tarzı olarak da minimalizm son yıllarda oldukça yaygınlaşmaya başlamıştır. Konu ile ilgili, ’Evimi nasıl sadeleştirebilirim?’ başlıklı yazımıza da göz atabilirsiniz.

Dış cephe

Giriş kısmında ifade etmeye çlıştığımız her şey işte bu görselde! Az eşya, sadelik ve düz renkler kullanılarak en az malzeme ile en sade, en ekonomik ve en fonksiyonel sonuca ulaşılmış. İhtiyaç duyulmayan hiçbir eşya, süs, dekoratif aksesuar bulunmuyor. Duvarlar, kapılar, pencereler… Hepsi bu. 

Yaşam alanı

Konutun merkezini açık planlı bir mutfak dsa içeren yaşam alanı  oluşturuyor. Mutfak alışılagelmişin dışında, yalnızca bir ada üniteden oluşuyor, duvarlara yaslanmış üniteler bulunmuyor. Arka duvarda yalnızca iki adet açık tip raf yer alıyor. Oldukça geniş olan ada ünite ev sahiplerinin tüm gereksinimlerini karşılar nitelikte ve yeterlilikte.

Muazzam bir sadelik

Henüz mobilyalar yerleştirilmemiş ancak bu fotoğraftan da anlaşılacağı üzere, yaşam alanında muazzam, oldukça çarpıcı bir sadelik hakim. Soğuk beyaz alana giren ve sıcaklık getiren tek renk ada ünitenin doğal ahşap gövdesi.

Banyo

Banyoda duşun yer aldığı ve cam kabin ile kapatılmuş kısmın duvarında brüt betyon tercih edlmiş. Bu da mekana endüstriyel bir hava katarak stili hareketlendirmiş. Tezat oluşturacak şekilde, yeşil bir bitki de banyo dekoruna eklenmiş.

Giyinme odası

Banyo ile yatak odası arasında kalan kısım giyinme odası ve açık planlı raflar ve dolaplar olarak düzenlenmiş, böylece yatak odasına yataktan başka eşya girmesi ve odanın giyinme gibi başka amaçlarla kullanılması engellenmiş. Minimalist stile yakışır bir tasarım.

Need help with your home project?
Get in touch!

Highlights from our magazine